Kuralsız (Insurgent) Film Yorumum

KURALSIZ (INSURGENT)
Herkese merhaba! Bugün 20 Mart ve büyük ihtimalle çoğunuzun bildiği gibi Kuralsız vizyona girdi. Ve biz de sevgili booktulia ve sevgili Nisan ile birlikte okul çıkışı filmi izlemeye gittik. Öncelikle filme gidiş hikayemizle başlamalı, çünkü oldukça komik şeyler yaşadık.
Normalde, birkaç gün önceden biz cuma filme gideceğimize dair plan yapmıştık ancak sonradan vazgeçtik. Ve bugün okulda biletlerin fotoğraflarını falan gördük Instagramda ve aşırı derecede kıskandık. "Biz de gidelim!" diye birazcık çıldırdık. Evet, kesinlikle birazcık. Sonuç olarak okul çıkışında sinemaya gitmek için planımızı yaptık. 
Bizim gitmeyi planladığımız seans 16:40 seansıydı ve biz okuldan 15:45'te çıkıyorduk. Heyecan doruktaydı! Son zil çaldığı anda hızlıca sınıftan çıkıp kendimizi yollara attık diyebilirim. Çok şükür, seansa yirmi dakika kalan sinemaya gelmiştik ve bu bizim için büyük bir başarıydı.
Seansa kadar Kuralsız afişiyle fotoğraflar çekildik ve etrafın bize karşı olan o şaşkın bakışları hiç de umurumuzda olmadı.

Sonuç olarak, yol boyunca oldukça eğlendik ve oldukça hızlı bir şekilde İzmir'in bir ucundan bir ucuna gidebildik. 
Filme gelecek olursak; 
Öncelikle şunu söylemeden geçemeyeceğim bizim seansımız nedenini anlamadığımız bir şekilde boştu. Biz yer bulabilecek miyiz acaba diye düşünürken, salondaki en güzel yerlerden birinde filmi izledik. 
-BURADAN SONRASI FİLM VEYA KİTAPLA İLGİLİ SPOİLER İÇEREBİLİR-
gülmemek için kendimi zor
tuttuğum anlardan biri
Filmin başları, tıpkı kitaptaki gibi Dostluk'ta geçiyor. Ve filmin başı Tris'in saçını kesmesiyle başlıyor. Ah o saç kesimi! Ah o kısa saçlı Shailene Woodley! Daha fazla konuşamayacağım. Buraya kadar her şey, iyi hoş güzel.Hatta Tobias'ın Dostluk'taki küçük çocuklarla olan sahnesi var ki orada ne yapacağımı şaşırdım.
Dostluk, tıpkı hayal ettiğim gibiydi diyebilirim. Ancak şöyle bir sorun var ki, Dostluk, filmde kitaptaki gibi pek fazla geçmiyor. Filmin başlarında, kısa bir süre Dostluk'ta kaldıktan sonra Bilgelik için gelen Cesurluk askerleri yüzünden Tobias, Tris ve Caleb kaçıyor.
İşte her şey buradan sonra 'Böyle bir sahne kitapta yoktu!' dediğiniz anlara dönüşüyor. Tris, Tobias ve Caleb öncelikle Topluluksuzlara gidiyor ki oraya gidişleri bana biraz zorlama geldi diyebilirim. Orada Evelyn Eaton ile karşılaşıyorlar. Naomi Watts'ın Evelyn olduğunu öğrendiğimde yaşadığım hayal kırıklığını ve üzüntüyü anlatamam ama Naomi o kadar mükemmeldi ki! Yaşadığım bütün o hayal kırıklığı ve üzüntü için pişman oldum diyebilirim. Topluluksuzlardan sonra ise Dürüstlük'e, diğer cesurlara katılmaya gidiyorlar. Tobias ve Tris'in doğruluk serumu etkisindeki sahneleri tek kelimeyle mükemmeldi. O sahnelere bayıldım. Dürüstlük'ten sonrası ise biraz daha aksiyon filmi havasında geçiyor. 
Ayrıca filmdeki olaylarda kitaba sadık kalınmamış olsa da mekanlar, Dostluk, Dürüstlük ve Bilgelik yerleşkeleri, tamamen hayalimdeki gibiydi. Özellikle Dürüstlük.
Filmde adını koyamadığım bir eksiklik vardı. Kitaba pek sadık kalınmamasının dışında bir şeyler eksikti bana göre. Görsel efektler ve çoğu kişinin oyunculuğunun mükemmel olduğunu söylemem gerek. Özellikle Kate Winslet'in oyunculuğuna hayran kaldım diyebilirim. Her ne kadar oynadığı karakter filmin kötü karakteri olsa da hiçbir şey Kate Winslet sevgimi değiştiremez. Bir de Naomi Watts'ı aşırı derecede beğendim. Dediğim gibi Evelyn için ondan daha iyisini bulamazlardı. Beni şaşırtan Ansel'i Kuralsız'da aşırı derecede beğenmiş olmam. Normalde Ansel Elgort'u hiçbir şekilde sevmiyorum ama nedensiz bir şekilde Kuralsız'daki oyunculuğunu çok beğendim.
Beni asıl üzen Uriah'ın  filmde pek fazla olmamasıydı. İlk kitapta olan bir karakteri ilk filme koymadılar ve elbette ikinci film için pek umudum yoktu ama lütfen Uriah bu, filmde en azından Caleb'dan daha fazla gözükmeyi hak ediyordu. 
Filmin sonu ise... Kitapla pek benzerliğinin olmadığını söylemem gerek. Ama eminim filmi izleyen herkes son sahnelerde Holes In The Sky ça
Ve Kuralsız takımı!
ldığında çıldırmıştır. Bir şarkı bir sahneye bu kadar iyi uyabilirdi. O kadar güzeldi ki, anlatmaya kelimeler yetmez.
Bir de fragmanlardan gördüğümüz 'Kutu'yu söylemeden bitirmek istemiyorum. Ben o Kutu olayını hem beğendim hem beğenmedim. Kitaptaki olayların direkt filme geçirilemeyeceğinin hepimiz farkındayız ve kitaptaki çoğu şeyi Kutu'nun bir araya getirmesi iyi olmuş. Kutu'nun kurgusunun akıllıca olduğunu da söylemem gerek. Sevmeme sebebim ise kitaba sadık kalınmaması oldu. Kutu olduğu için birçok şey filme yansıtılamadı diye düşünüyorum.
Kuralsız, tek başına değerlendirdiğinizde güzel bir film. Ancak Kuralsız, kitaptan uyarlama bir film ve kitaba göre değerlendirmek daha mantıklı olur. Kitapla değerlendirildiğinde pek beğendiğimi söyleyemem. İyi yönleri kesinlikle vardı ama sonuçta bir kitabı film yapıyorsunuz ve kitaba sadık kalmıyorsanız, kitaptan uyarlama yapmak biraz saçma geliyor. -umarım demek istediğimi anlatabilmişimdir-
Sonuç olarak, gidip izleyin derim. Vakit kaybı sayılacak bir film asla değil. Bir de sizlerle Insurgent Soundtrack'tan birkaç favori şarkımı paylaşmak istiyorum. Dinlemenizi kesinlikle öneririm!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı