Bildirge / Gemma Malley Kitap Yorumum

Özgün Adı: The Declaration
Yazar: Gemma Malley
Yayınevi: Deli Dolu
Goodreads Puanı: 3.72
Sayfa Sayısı: 256
Arka Kapak Yazısı:
Benim adım Anna.
Benim adım Anna ve burada olmamalıydım. Var olmamalıydım. Ama varım. Burada olmam benim hatam değil. Doğmayı ben istemedim. Ama bunun, içinde bulunduğum duruma hiçbir yararı yok. Neyse ki beni erkenden yakaladılar; böylesi daha iyi... En azından Bayan Pincent öyle söylüyor.
***
Herkese yeniden merhaba! Bugün sizlerle Bildirge yorumumu paylaşacağım.
Bildirge, pek fazla bilinmeyen ama aşırı güzel olan bir distopya. Konusundan bahsetmek gerekirse, Bildirge 2140 yılında geçiyor. Bilim ve tıp oldukça ilerlemiş ve Uzun Ömürlülük bulunmuş. Ancak insanlar ölmeyip, yeni nesiller doğmaya devam ediyor ve bu da dünya kaynaklarının tükenmesine sebep oluyordu. Hükumet kaynakların tükenmesini durdurmak amacıyla Bildirge'yi yayınlıyor. Bildirge'yle birlikte insanlara iki seçenek sunulmuş oluyor: ölümsüzlük veya çocuk sahibi olabilmek. İnsanlar buna uyuyor mu, uyuyor. Uymayanlar var mı tabii ki de var. Bildirge'ye uymayanlar ve hem Uzun Ömürlülük ilaçlarını kullanan hem de çocuk sahibi olan insanlar var. Ve işte kitabın asıl ilgi çekici kısımı buradan sonra başlıyor. Uzun Ömürlülük ilaçlarını kullanıp çocuk sahibi olan insanların çocukları yakalanıp, Büyük Depo adı verilen bir yere götürülüyor ve burada Artık olarak sınıflandırılıyorlar.
Kitabın asıl karakteri Ana'da bir artık. Artık olmayı kabullenmiş, onu dünyaya getirdikleri için ailesinden nefret eden ve Büyük Depo müdiresi Bayan Pincent'in sözünden çıkmayan örnek bir Artık. Yapması gerekenleri yapıyor ve hiçbir şekilde Artık olmadığını, onun da en az yasallar kadar yaşama hakkına sahip olduğunu düşünmüyor. Ta ki Peter Büyük Depo'ya gelen kadar.
Bence Bildirge'yi, diğer bütün distopyalardan farklı kılan şey asıl karakterin bütün düzeni kabullenmiş olması. Okuduğum diğer bütün distopyalarda, asıl karakter hep fark yaratmayı isteyen kişilikte oluyor ve bu da serileri konuları farklı olmasına rağmen birbirine benzetiyor. Bir yerden sonra da hep aynı şeyler olduğu için okumak istemiyorsunuz. İşte Bildirge bütün bu tabuları yıkıyor diyebilirim.
Ayrıca Bildirge'de verilen mesaj da çok hoşuma gitti. Artıklara, Doğa Ana'nın onları istemediğini, var olmamaları gerektiği anlatılıyor ancak kitabın sonlarına doğru Anna'nın bu düşüncesini yıkmaya çalışıyorlar ve bu sırada da harika bir mesaj verilmiş oluyor. Ana fikir şu; Zamanı bitenler gitmeli ve yenilere yer açılmalı. Bildirge'de en çok hoşuma giden şeylerden biri de oldukça güzel bir mesaj veriyor olmasıydı.
Kitaba ilk başladığımda Anna'ya bütün bu kabullenişi yüzünden sinir olmadım desem yalan olur. Çok fazla sinir oldum ama kitabı okudukça ve biraz da düşününce kendimin Anna'dan farklı olmayacağımı fark ettim. 
Peter ise... Sadece mükemmeldi. Anna'ya olan yaklaşımı, söyledikleri... Peter sevdiğim erkek karakter kategorisine kitaba girdiği ilk anda dahil oldu diyebilirim.
Kitapla ilgili şaşırtan olaylar oldu sonuna doğru. Zaten kitabın ikinci yarısı oldukça hareketli ve merak ettirici bir şekilde geçti. İnce bir kitap ve ilk yarıdan sonraki o heyecanlı kısımlara gelince nasıl bittiğini anlamıyorsunuz bile. Sondan birkaç bölüm önceki olaylar beni şaşırttı ve gözlerimin dolmasına sebep oldu.
Tek sorun, kitabın sonu ikinci ve üçüncü kitapların olduğunu bilmesem seri olduğunu anlamayacağım bir şekilde bitti. Tam olarak anlatamadım sanırım. Ama öyle bir şekilde bitiyor ki aklınızdaki soru işaretleri siliniyor ama bir yandan olabilecek başka olaylar olduğunu fark ediyorsunuz. Fazla değişik bir sondu diyebilirim.
Sonuç olarak Bildirge, okuduğum distopyalar içinde en iyilerinden biriydi diyebilirim. Karakterler ve olay örgüsü çok hoşuma gitti. Devam kitaplarını okumak için de sabırsızlanıyorum. 
Puanım: 5/5 (Harikaydı!)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı