Eğer Yaşarsam / Gayle Forman (Kitap+Film Yorumum)

Sıradan bir günde...
On yedi yaşındaki Mia, bir genç kızın isteyebileceği her şeye sahiptir: sevgi dolu bir aile, ona aşık bir erkek arkadaş, müzik ve olasılıklarla dolu parlak bir gelecek...
....bir saniyede her şey değişir....
Bir sabah ailesiyle yolculuğa çıkan Mia'nın hayatı bir anda altüst olur. Kendini, kaza geçirdikleri arabanın enkazından yaralı bedeninin çıkarılışını izlerken bulan genç kız, parçaları yavaş yavaş birleştirince neler kaybettiğinin ve geride bıraktıklarının farkına varacaktır. Hayat ve ölüm, mutlu bir geçmiş ve bilinmezliklerle dolu bir gelecek arasındaki ince çizgide yürüyen Mia, bir günde hayatının en önemli seçimini yapmak zorunda kalacaktır.
Eğer Yaşarsam, aşkın gücünün, ailenin gerçek anlamının ve yaptığımız seçimlerin dokunaklı hikayesi...
***
Eğer Yaşarsam, orijinal adıyla If I Stay, Pegasus yayınlarının yayımladığı iki kitaplık serinin ilk kitabı. Eğer Yaşarsam ve ikinci kitap olan, Sen Gittiğinde'yi, geçen sene İzmir Kitap Fuarından almıştım. Ve almakla en doğru kararı verdiğim iki kitap diyebilirim. Her iki kitapta insanı en derinden etkiliyor ve mutlaka kitap size bir yerden bağlanıyor; müzikten, sevgiden veya Adam yüzünden. Bir şekilde kitabı seveceğiniz bir yön oluyor.
Eğer Yaşarsam, beş veya altı saat gibi kısa sürede bitirdiğim ama etkisini hala daha üzerimden atamadığım -kitabı okumamın üzerinden aylar geçti- bir kitap.
Eğer Yaşarsam, Mia'nın ailesiyle birlikte bir araba kazası yapmasını ve kaza sonrasında Mia'nın bütün yaşananları -bilinci kapalı olmasına rağmen- görmesini anlatıyor. Mia'nın yaşamak ve ölmek arasında nasıl bir karar verdiği, bu kararı verirken neler düşündüğü ve eski yaşantısı hakkında kesitler okuyoruz. Ben özellikle hastanede Mia'nın yakınlarının onunla konuştuğu kısımlarda fazlasıyla ağladım. Mia'nın hatırladığı, geçmişte yaşadıklarıyla ilgili bölümlerdeki bazı kısımlarda da fazlasıyla güldüm. Özellikle Mia'nın anne ve babasına. Yani kitap bir bölümde güldürürken bir bölümde ağlatabilecek potansiyele sahip.
Mia'nın ailesi ve kendisi müzisyen. Bu yüzden kitapta çokça şarkı isimleri, ünlü sanatçılar geçiyor ve bu benim oldukça fazla hoşuma gitti. Pek fazla klasik müzik dinlemeyen birisi olan bana, klasik müzik hakkında birçok şey öğretti bu kitap. Ayrıca yeni müzikler keşfetmek için de Eğer Yaşarsam, mükemmel bir kitap.
Sonuç olarak, Eğer Yaşarsam'ın kitabı, duygusal açıdan beni fazlasıyla etkiledi. Ancak beni bu kadar etkileyen kitabı, her yerde elimden geldiğince övdükten sonra beğenmeyen arkadaşlarımda olabiliyor.
Gelelim asıl konuşmak istediğim Eğer Yaşarsam'ın filmine. Filmi düzgün değerlendirebilmek adına iki kez izledim. Ancak her iki izleyişimde de sıkıntıdan patlayacak gibi oldum. 
Film için sanırım beklentimi fazla yüksek tuttuğum için başıma bunlar geldi. Adam için Jamie Blackley'in seçildiğini öğrendiğimde, Willamette Stone'un ilk şarkıları yayınlandığında ve fragmanları izlediğimde film için sabırsızlanmaya başlamıştım. Ama güzel olan şeyler sadece fragmanlar, Jamie ve şarkılar oldu; ne yazık ki.
Film, fazlasıyla kesik kesikti. Annem, onunla izlediğimde, kitabı henüz bitirmediği için, sahnelerin onun için fazlasıyla karışık olduğunu söyledi. Aslında, bazı sahnelerde benim içinde öyle oldu.
Beni en çok hayal kırıklığına uğratan şey, hiç kuşkusuz Kim ve Mia'nın tanışma hikayelerinin filmde olmamasıydı. O sahnenin filmde olacağından o kadar emindim ki filmde olmadığını fark edince büyük bir yıkım yaşadım. 
Filmde beğendiğim birkaç sahne vardı. Onlardan biri, filmin sonlarına doğru Adam'ın gitarla ve Mia'nın çelloyla Today şarkısını çalması oldu. O sahne büyük ihtimalle şarkının ve Jamie'nin sesinin mükemmelliğinden dolayı çok hoşuma gitti. Ayrıca I Want What You Have ve Never Coming Down şarkılarının çaldığı sahneler de çok harikaydı ve o sahneleri de aşırı beğendim. 
Filmi izleyin veya izlemeyin, beğenin veya beğenmeyin ama mutlaka filmin soundtrack albümünü dinleyin. Özellikle yazının bitiminde linklerini koyacağım şarkıları dinlemenizi öneririm.
Eğer Yaşarsam'ın kitabının benim için yeri her zaman apayrı olacak. Ancak filmi, iki kez izlememe rağmen çoğu ayrıntısını unuttuğum, zaman kaybı sayabileceğim bir film olarak kalacak.
Film için Puanım: 3/5
Kitap için Puanım: 5/5 (Harikaydı!)
***

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum