Beni Seç / Kiera Cass #1


Beni Seç
Özgün Adı: The Selection
Yazar: Kiera Cass
Yayınevi: DEX
GoodReads Puanı: 4.15
Sayfa Sayısı: 299
Arka kapak Yazısı;
Bir prens nasıl tavlanır?
Illéa ülkesinde tüm genç kızlar doğdukları günden beri sınıf atlamanın peşinde. Paha biçilemez mücevherlere, göz alıcı elbiselere ancak bu şekilde sahip olabilecekler. Bunun için tek bir şansları var: SEÇİM. Kıyasıya bir mücadeleyle geçen Seçim'i kazanmanın tek yolu Prens Maxon'ı kendine aşık etmek. 
America içinse Seçim, bir kabustan farksız. Bu yarışa girmeyi kabul ederse, kendisinden aşağı sınıfta olduğu için herkesten gizlediği aşkı Aspen'i arkasında bırakmak zorunda kalacak. Öte yandan bu, ailesinin tek kurtuluş şansı. 
America, saraya adım atar atmaz, kendini esrarengiz bir dünyanın içinde bulacak. Saray hiç de dışarıdan göründüğü gibi olmayacak.
35 kızın katıldığı vahşi bir yarış nasıl kazanılır?

***

Beni Seç! En başından en sonuna kadar harika ötesi bir kitap! 
En başlarda kitaba ön yargılı yaklaştığımı söylemem gerek. Okuduğum birkaç inceleme yazısı, tumblr ve instagram'da yapılan çalışmaları görmem klasik, her zaman okuduğum tarzda bir üçleme olduğunu düşündürmüştü. Ama sonra birkaç Maxon alıntısı gördüm ki... Tamam dedim, bu üçlemeyi mutlaka okumalıyım. Ancak okuduğum bir tane alıntı, Maxon'a ait olduğunu sanmama rağmen aslında Aspen'e aitmiş ve bu beni biraz yıktı diyebilirim.
Kitap, America Singer'ın, Prens Maxon için yapılan Seçim'e asla istemeyerek, annesinin zoruyla katılmasıyla başlıyor. Ülkenin her bir yanından 35 kızın seçilip, Prens Maxon'ın kendisine uygun bir eş bulmasının beklendiği bir sistem bu. İlk başlarda, America saraya gidene kadar olan rutin kısımlardan sonra, sarayda kızların hazırlanması, Maxon'la ilk kez tanışmalarını okumak fazlasıyla eğlenceliydi. Ama en çok eğlendiğim kısım fotoğraf çekiminde Maxon ve America arasında geçen konuşmalar ve Gavril'in dahil olduğu bütün bölümler. 
Maxon kitaba dahil olduktan sonraki kısımları okurken fazlasıyla güldüm. Maxon, beklediğimin aksine bir prensti. America için söyledikleri, yaptıkları, düşünceleri her şeyiyle mükemmeldi diyebilirim. 
America ise... O yemek için oradaydı. Ona kötü bir şey söyleyemem. Ama yine de şunu söylemeliyim ki, son birkaç bölümde yaptıklarına verdiğim tek tepki gözlerimi büyütüp 'Sen ciddi misin?' oldu.
Diğer kızlara ise bazı noktalarda biraz sinir olduğumu söyleyebilirim. Tacı almak için orada olduğunu söyleyenler vardı ve bu Maxon'a aşırı derecede bağlı olan bana büyük hakaret gibi geldi. 
Kitap ciddi anlamda mükemmeldi. Sarayda geçen bütün kurgu tıpkı bir peri masalı okuyormuş hissi veriyordu. Serinin ikinci kitabı Elit'i ve son kitap olan Sonsuza Dek'i okumak için sabırsızlanıyorum!
Puanım: 5/5 (Harikaydı!)

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Dikenler ve Güller Sarayı & Sis ve Öfke Sarayı / Sarah J. Maas Kitap Yorumum

Gümüş Alevler Sarayı | Sarah J. Maas Kitap Yorumum

1984 / George Orwell Kitap Yorumum + Çokça Alıntı